Son yıllarda, özellikle Afganistan'da kadın hakları ve ifade özgürlüğü konularında yaşanan İslami radikalleşmenin etkileri derinleşirken, Taliban’ın kadın yazarların kitaplarını yasaklaması, bu duruma bir yenisini ekledi. Taliban’ın yeniden iktidara gelmesiyle birlikte halkın yaşamındaki birçok özgürlük tehdit altında kalmışken, kadınların kültürel ve sanatsal katkıları adeta göz ardı ediliyor. Kadın yazarlar, toplumda seslerini duyurmakta ve düşüncelerini aktarmakta büyük zorluklar yaşamaya devam ediyor. Bu gelişme, yalnızca Afganistan’da değil, dünya genelinde kadın hakları aktivistleri ve insan hakları savunucuları tarafından büyük bir endişeyle takip ediliyor.
Taliban’ın 2021’deki yeniden iktidara gelişi, ülkedeki kadınların hakları üzerinde belirleyici bir etki yarattı. Eğitim, iş ve sosyal hayatta erişim açısından ciddi kısıtlamalar getirilirken, kadın yazarlar ve sanatçılar üzerindeki baskı da arttı. Daha önce özgürce eserlerini paylaşan ve topluma katkıda bulunan kadınlar, şimdi sadece yazma özgürlüklerinden değil, aynı zamanda yaşam haklarından da mahrum bırakılıyor. Bu yasaklar, Taliban hükümetinin kadınların farklı alanlardan topluma katkı sağlamasını istemediğinin bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.
Yazın dünyasının, sadece kadınların değil, tüm toplumun sesi olduğu düşünülürse, bu yasaklar Afgan toplumu için ciddi bir kayıp anlamına geliyor. Edebiyat ve sanat, insanları düşündüren, yönlendiren ve toplumsal değişim için bir araç olarak kullanılan önemli alanlardır. Bu nedenle, kadınların edebiyat dünyasındaki varlığının engellenmesi, bütün bir topluma karşı işlenmiş bir haksızlık olarak ortaya çıkmaktadır. Okuma yazma oranının yükselmesine katkıda bulunan kadınların eserlerinin yasaklanması, kadınların eğitimi ve toplumda aktif rol almaları konusunda geriye gidişe neden olacaktır.
Bu yasaklar, yalnızca Afganistan içerisinde değil, uluslararası alanda da büyük yankı uyandırdı. Kadın hakları konusunda dünya genelinde etkin olan birçok sivil toplum kuruluşu ve aktivist, Taliban’ın bu kararını sert bir dille eleştirdi. Kadın yazarların kitaplarının yasaklanması, sadece bireysel bir özgürlük meselesi değil, aynı zamanda insan hakları ihlali olarak da değerlendiriliyor. Birçok ülkede bu gelişme, kadınların eğitim ve kültürel alandaki özgürlüğü için yapılan savaşın bir parçası olarak görülüyor.
Birçok uluslararası medya organı, Taliban’ın bu kararının dünya genelinde kabul edilen insan hakları normlarına ve evrensel değerlere aykırı olduğunu bildirdi. Özellikle kadınların toplumsal ve sanatsal alandaki konumlarını güçlendirmek için mücadele eden gruplar, Taliban yönetimini kınadı. Yapılan açıklamalarda, kitapların yasaklanması, sadece zihniyet olarak değil, düşünce hürriyetine karşı yapılan bir saldırı olarak da nitelendirildi. Kadın yazarların sanat ve edebiyat yoluyla vermek istedikleri mesajların engellenmesi, toplumsal değişim için oldukça zararlı bir etki yaratacaktır.
Taliban hükümetinin postmodern bir çağda bile kadını dışlamak istemesi, sadece Afganistan’daki kadınlar için değil, tüm dünya kadınları için mücadele ruhunu güçlendiren bir durum olarak değerlendiriliyor. Çünkü kadınların sanatsal ve edebi serüvenleri, tüm toplumlar için önemlidir. Bu nedenle, uluslararası alanda kadın hakları için daha fazla dayanışma ve mücadele çağrısı yapılmaktadır.
Sonuç olarak, Taliban’ın kadın yazarların eserlerine uyguladığı yasak, sadece bir ülke değil, dünya genelindeki kadınların özgürlük mücadelesini de derinden etkiliyor. Bu yasakların getirdiği sonuçlar, toplumların gelişimine ve pozitivizmine ağır bir darbe vuracak. Kadın yazarların sesini susturmak, tüm insanlığın düşünce ve fikir zenginliğini yok etmek anlamına geliyor. Bu nedenle dünya, Afgan kadınlarının sesi için daha fazla duyarlılık göstermeli ve onlara destek olmalıdır.