Son yıllarda etkisini artıran iklim değişikliği ve kuraklık, dünya genelinde tarım ve su kaynaklarını tehdit eden en büyük sorunlar arasında yer alıyor. Bu durumu en acı şekilde hisseden bölgelerden biri de Türkiye’nin tarım cenneti olan verimli ovaları. Sanayi ve tarım alanında önemli bir yere sahip olan nehirler, göller ve göletler, yaşanan kuraklık nedeniyle adeta sularını çekerek çorak arazilere dönüşmeye başladı. Çiftçiler, suların çekilmesiyle birlikte ekinlerinin kuruduğunu, verim kaybı yaşadıklarını ve geçim sıkıntısı çekmeye başladıklarını ifade ediyorlar.
Kuraklık, su kaynaklarının azalmasına yol açarak tarımsal üretimde büyük kayıplara neden oluyor. Özellikle sulama yapılmayan tarım alanları, bitkilerin büyümesi için gerekli olan suyu temin edemediği için kuruma sürecine giriyor. Bu durum, sadece yaz aylarında değil, kış mevsiminde de etkisini gösteriyor. Uzmanlar, Türkiye’nin tarımsal üretiminin büyük bölümünün bu kuraklık nedeniyle tehlikeye girdiğini dile getiriyor. Çiftçiler, bu zorlu süreçte nasıl başa çıkacaklarını düşünmek zorunda kalıyor. Yüksek maliyetler karşısında köylü, artan tarımsal girdi fiyatlarıyla baş edemez hale geliyor.
Çiftçiler, kuraklığın etkisini iliklerine kadar hissederken, çoğu aile geçimlerini sağlamakta güçlük çekiyor. Tarımsal üretimde yaşanan verim kaybı, çoğu ailenin ileriye dönük planlarını da altüst etmiş durumda. Örneğin, sulak arazide patates ve sebze yetiştiren birçok çiftçi, şu günlerde bahar ekimlerini gerçekleştirmek üzere hazırlanıyor; fakat bir umutsuzluk içindeler. Su bulamadıkları için fidelerini dahi ekemeyen çiftçiler, yıl içerisinde elde edecekleri hasat miktarının azalacağını bildiklerinden tedirginler.
Devletin destekleme politikalarının yetersiz kaldığı bu süreçte, tarımsal sulama projelerine daha fazla önem verilmesi gerektiği dile getiriliyor. Tarım Bakanlığı’nın da kuraklıkla mücadelede daha etkin stratejiler geliştirmesi bekleniyor. Özellikle su tasarrufunu teşvik eden projelerin hayata geçirilmesi gerektiği ifade ediliyor. Kuraklığa dayanıklı bitki türleri ve sulama teknikleri üzerine araştırmalar yapılmasının, hem çiftçilerin hem de tarımsal üretimin geleceği açısından büyük önem taşıdığı görüşü öne çıkıyor.
Sonuç olarak, Türkiye’de suların çekilmesiyle birlikte yaşanan kuraklık, hem çiftçilerin hem de tarımsal üretimin geleceğini tehdit eden önemli bir sorun haline gelmektedir. Geçim sıkıntısı çeken çiftçilerin talepleri dikkate alınmalı ve su kaynaklarının etkin bir şekilde kullanılması için adımlar atılmalıdır. Önümüzdeki günlerde, iklim değişikliğinin etkilerini azaltmak adına ne gibi çözümler geliştirileceği merakla bekleniyor.