Günümüz Türkiye'sinde dolandırıcılık yöntemleri giderek daha yaratıcı hale gelirken, sahte medyumlar da bu alanda öne çıkmaya başladı. Son günlerde bir vatandaşın kapısını çalan bir sahte medyum, "Üzerinde büyü var!" diyerek mağdurunu panikletmekte ve dolandırmakta kararlıydı. Bu olay, sadece o kişi için değil, pek çok birey ve aile için önemli bir ders niteliği taşıyor. Medyumculuk üzerine kurulan bu dolandırıcılık yöntemleri, toplumda büyük bir tehlike yaratıyor.
Sahte medyumlar genellikle mağdurlarını hedef alırken, onların duygusal zayıflıklarını kullanma yoluna gidiyor. İnsanın çaresizlik anında bir çıkış yolu araması, dolandırıcılar için büyük bir fırsat oluşturuyor. Bu durum, "Büyü var!" gibi ifadelerle başlayan sahte tıbbi veya ruhsal hizmet tekliflerini beraberinde getiriyor. Dolandırıcı medyum, mağdurlarına "Enerjilerini yok etmek" veya "büyü bozmak" gibi sözler vererek psikolojik baskı yaratıyor. Dolayısıyla, dolandırıcılık olayı sadece mali kayıplarla değil, aynı zamanda mağdurun ruhsal durumu üzerinde de olumsuz etkiler bırakıyor.
Olayda dikkat çeken bir diğer husus, medyumun sürekli olarak yüksek meblağlar talep etmesiydi. Sürekli olarak "Çelişen enerjiler" ve "bozuk ruh hali" gibi kavramlar kullanarak insanların psikolojisine hitap eden sahte medyum, evdeki eşyaların bile "kötü enerjiler" barındırdığını iddia ediyordu. Bu tür ortamlar, kurbanların üzerindeki baskıyı arttırarak onları daha fazla para harcamaya yönlendiriyor. Sahte medyuma daha fazla meblağ ödeyen mağdur, sonunda kendini maddi kayıplarla baş başa buluyor.
Dolandırıcılıkla mücadelede toplumun her kesimine önemli görevler düşmektedir. Öncelikli olarak, bireylerin ruhsal veya fiziksel problemlerini çözmek için ruh sağlığı uzmanlarına başvurması gerektiği konusunda farkındalık oluşturulmalıdır. Medyumluk gibi spekülatif alanlara duyulan ilgiyi azaltmanın yolları araştırılmalı ve insanlara bu konuda doğru bilgilendirmeler yapılmalıdır.
Ayrıca, dolandırıcıların kurbanı olmamak için kişiler, bir takım önlemler almalıdır. Sosyal medya ve internet üzerinden yapılan doğrulama hizmetleri kullanılmalı; arkadaş çevresinden veya aile desteğinden yararlanarak kararlar alınmalıdır. Farklı dolandırıcılık yöntemleri üzerinde bilinçlenmek, mağduriyetlerin önüne geçmek adına son derece önemlidir.
Bu tür dolandırıcılık olayları Türkiye'de sıkça görülüyor olması, her bireyin dikkatli ve bilinçli olması gerektiğini göstermektedir. Dolandırıcılar, hemen hemen her kesimden insanları hedef alabiliyor. Dolayısıyla, insanlarla daha sağlam bir iletişim kurmak, toplumu bilgilendirmek ve sahte medyumlardan çekinmek önem taşıyor. Medya ve sosyal platformlar, bu konuda kamuoyunu bilinçlendirecek çalışmalar yapmalı; kamu spotları ve bilgilendirici kampanyalar düzenlemelidir.
Son dönemde artış gösteren bu tür dolandırıcılığa karşı mücadelede, sadece devletin değil, bireylerin ve toplumun payı büyüktür. Farklı yöntemlerle dolandırıcılara karşı direncimizi artırabilir, sahte medyumların kurbanı olmaktan kurtulabiliriz. Kendimize ve sevdiklerimize çeki düzen vererek, bu tehlikeleri aşmamız mümkün. Sonuç olarak, sahte medyumların faaliyetlerine karşı hep birlikte dur demek, toplum bilinci içerisinde önemli bir yer teşkil ediyor.