Hayallerinin peşinden koşmak, çoğu insan için önemli bir yaşam hedefidir. Ancak bazıları bu hayalleri gerçekleştirmek için alışılmışın dışına çıkmak zorunda kalır. Şırnaklı bir çift, 16 yıl boyunca ineklerinden elde ettikleri gelirle 6 kıtada 40 ülke gezerek bu hedefi başarıyla gerçekleştirdi. Güneşin doğduğu coğrafyadan, tarihi ve kültürel zenginliklerle dolu dünyanın dört bir yanına yayılan bu ilham verici hikaye, insanların azim ve kararlılıkla neler başarabileceğinin en güzel örneklerinden biri olarak karşımıza çıkıyor.
Şırnak’ın kırsal bölgelerinde yaşayan çiftçi Mustafa ve eşi Fatma, yıllar önce dünya turu yapma hayaliyle yola çıktılar. Ancak bu hayal, sıradan bir seyahat planından çok daha fazlasını ifade ediyordu. Çift, elde ettikleri geliri, tarım ve hayvancılıktan sağladıkları ürünlerle artırdılar. Özenle yetiştirdikleri ineklerin sütü ve diğer ürünlerle geçimlerini sağlarken, aynı zamanda seyahat masraflarını da bu gelirle finanse ettiler. Bu sistematik yaklaşım, onları sadece finansal olarak değil, psikolojik olarak da zinde tuttu.
İlk olarak Türkiye’nin farklı şehirlerini gezmeye başlayan çift, zamanla yurtdışına açılmayı başardı. İlk büyük yolculukları, komşu ülkeler olan İran ve Gürcistan oldu. Bu ülkelerde geçirdikleri zaman, onlara farklı kültürleri tanıma ve insanlarla etkileşimde bulunma fırsatı sundu. Özellikle geleneksel yaşam biçimlerinin, toplumların değerlerinin ve farklı coğrafyaların güzelliklerinin farkına vardılar. “Her gidilen yer, birbirinden farklı ve zengin hikayelere sahip” diyor Fatma, “bu yüzden sürekli yeni yerler keşfetmek istedik.”
Mustafa ve Fatma, dünya turu boyunca yalnızca doğayı değil, şehir hayatını da keşfetme şansı buldu. Paris’in romantizmi, New York’un dinamizmi, Tokyo’nun modernitesi ve Roma’nın tarih kokan sokakları, her biri farklı deneyimler sundu. Her bir ülke, onları sadece görsel olarak büyülemekle kalmadı, aynı zamanda yeni dostluklar kazanarak yaşamlarına dair farklı perspektifler kazandırdı. “Küçük bir köyden buraya gelmek, farklı bakış açıları kazandırdı. Artık her insanın bir hikayesi olduğunu biliyoruz” diyor Mustafa.
Çift, gezileri sırasında sadece turistik mekanları ziyaret etmekle kalmadı, aynı zamanda yerel halkla etkileşime geçme fırsatı yakaladılar. Katıldıkları yerel festivaller, gelenekler ve görenekler, hayatlarına farklı bir renk kattı. Özellikle köylü pazarlarında geçen zamanları, onları hem sosyalleşmeye teşvik etti hem de yerel ürünleri tanıma şansı sundu. “Her yıl bir ülke seçip o ülkeye ait geleneksel bir kıyafet dikip gitmeyi alışkanlık haline getirdik. Bu sanat, bize o ülkenin kültürünü daha iyi anlama imkanı sundu” diyor Fatma.
Bu deneyimler sadece bireysel bir gelişim sağlamadı, aynı zamanda çevrelerine de ilham kaynağı oldular. Şırnak’taki diğer çiftçilere, hayallerinin peşinden koşmalarını ve ilham alacakları bazı hedefler koymalarını önerdiler. Sosyal medyada paylaştıkları fotoğraflar ve anılar, birçok gencin “Neden olmasın?” diyerek farklı hayaller kurmasına vesile oldu.
Bu dönüşüm sürecinde, çift aynı zamanda çiftçilik ve hayvancılık konusundaki bilgilerini de genişletti. Gezdiği her ülkede, tarımsal uygulamaları ve süt üretimindeki yenilikleri inceleme fırsatı buldular. Bu birikim, kendi çiftliklerinde daha verimli ve sürdürülebilir yöntemler denemelerine yol açtı. Çiftçilikteki bu değişim, yıllar geçtikçe daha fazla gelir elde etmelerini sağladı.
Çift, gelecekte daha fazla dünya turu yapmayı planladıklarını belirtiyor. “2024 yılını Güney Amerika’da geçirmeyi düşünüyoruz. Orada pek çok görmek istediğimiz doğal alan ve kültürel zenginlik var” diyorlar. Belki de bu yazının ardından, daha pek çok kişi de onların ilham veren hikayesinden etkilenerek kendi hayallerinin peşinden koşmaya başlayacak ve kim bilir, belki de yarının yeni gezginleri olacaklar.
Mustafa ve Fatma'nın hikayesi, sadece gezmekten fazlasını ifade ediyor. Gerçekten hayal peşinde koşmanın, azim ve kararlılıkla neler başarabileceğinin bir örneği. Bu çift, her bir adımda yeni bir şey öğrenirken, aynı zamanda geçmişlerini ve köklerini unutmadan geleceğe ilerliyorlar. Her yolculuk, onlara sadece yeni yerler göstermiyor, aynı zamanda kendilerini yeniden keşfetme fırsatı veriyor. Şırnak’tan dünyaya uzanan bu yolculuk, hayallerin gerçekleştirilebileceğinin en güzel kanıtı olmaya devam ediyor.