Gazze, uzun süredir devam eden çatışmalar ve insani krizler nedeniyle dünyanın en zor yaşam koşullarına sahip bölgelerinden biri haline gelmiştir. Son olarak, dört yaşındaki bir çocuğun açlık nedeniyle hayatını kaybettiği haberi, bölgedeki krizin derinliğini bir kez daha gözler önüne serdi. Bu trajik olay, sadece bu küçük çocuğun ailesi için değil, aynı zamanda Gazze'deki tüm çocuklar ve toplum için büyük bir kayıp anlamına gelmektedir. Peki, bu noktaya nasıl gelindi? Gazze halkının yaşam mücadelesi, sağlık hizmetleri, temel gıda maddeleri ve su gibi nedenlerden ötürü neden bu kadar zorlaşmış durumda?
Gazze, yalnızca coğrafi olarak değil, aynı zamanda siyasi olarak da sıkışmış bir bölgedir. 2007 yılında Hamas’ın iktidarı ele geçirmesi ile birlikte bölge, İsrail ve Mısır tarafından uygulanan sıkı bir abluka altına alındı. Bu durum, Gazze'nin ithalat ve ihracatını ciddi biçimde kısıtladı ve temel ihtiyaçların bile karşılanmasını zorlaştırdı. Ekonomik kriz, işsizlik oranlarının tavan yapmasına, gıda güvenliğinin tehlikeye girmesine neden oldu. Birleşmiş Milletler'in raporlarına göre, Gazze'deki nüfusun büyük bir kısmı yetersiz beslenme ile mücadele ediyor ve özellikle çocuklar, bu durumdan en fazla etkilenen grup olarak öne çıkıyor.
Açlık sorununa ek olarak, sağlık hizmetlerinin yetersizliği de ciddi bir sorun teşkil ediyor. Hastanelerde malzeme ve ilaç eksiklikleri yaşanmakta; birçok hasta, tedavi olabilmek için başka ülkelere gitmek zorunda kalmaktadır. Fakat bu da oldukça zordur; zira sıkı sınır kontrolleri ve iznine tabi durumlar, hastaların hayatını tehlikeye atan bir vaka haline gelmektedir. Çocukların sağlık durumları, bu koşullar altında daha da kötüleşmekte; aşılanma oranları oldukça düşüktür, bu da birçok hastalığın yayılmasına yol açmaktadır.
Dört yaşındaki çocuğun açlıktan ölüm haberi, Gazze halkında büyük bir üzüntü ve öfke yarattı. Bazı aileler, çocuklarının temel ihtiyaçlarını karşılayacak maddi güce dahi sahip olamazken, diğerleri ise devlet destek programlarının yetersizliğinden şikayet etmektedir. Sosyal medya üzerinden yapılan çağrılar ve yardımlar, bazı yerlerde halkı bir araya getirse de bu tür yardımların sürekli ve yeterli olmayışı, sorunları köklü bir biçimde çözme noktasında yetersiz kalıyor.
Uluslararası camia ise durumu düzeltmek için çeşitli girişimlerde bulunmasına rağmen, sonuç alınamamıştır. Birleşmiş Milletler, Gazze'deki insani durumu eleştiren raporlar yayınlamakta; ancak bu raporlar çoğu zaman eyleme dönüşmeden kaybolup gitmektedir. Uluslararası yardımlar, sıkı kısıtlamalara tabi tutulmakta ve bu nedenle Gazze halkının acil ihtiyaçlarına ulaşmakta zorluk çekilmektedir. Sivil toplum kuruluşları, bu sorunları çözmek için çaba sarf etse de, yeterli fon ve destek bulamamakta, bu da aidatın artmasına ve gıda yardımının azalmasına neden olmaktadır.
Sonuç olarak, Gazze halkının yaşadığı insani kriz, yalnızca bir ülkenin sorunu değil, tüm dünya için büyük bir utanç kaynağıdır. Dört yaşındaki çocuğun açlıktan ölmesi, uluslararası toplumun gözlerini bu trajik gerçekliğe açmaya zorlar mı bilinmez; ama Gazze'deki çocukların geleceği için bir şeyler yapılmadığı takdirde daha çok can kaybı yaşanacaktır. Çocukların güvende olduğu bir dünya yaratmak için, uluslararası iş birliğinin ve dayanışmanın önemi bir kez daha ortaya çıkmaktadır. Gazze’yi unutmayalım, çocukları unutmayalım.