Aldatma, ilişkilerde en yakıcı ve en yıpratıcı durumlardan biridir. Her ne kadar insan kendini aldatılması ihtimaline kapatmaya çalışsa da, çoğu zaman sezgilerimiz ve gözlemlerimiz gerçeği işaret eder. Ancak bu işaretleri görmek, çoğu insan için zor olabilir. İlişkinizde herhangi bir güvensizlik hissediyorsanız, gözden kaçan bazı gizli işaretlere dikkat etmeniz gerekebilir. İşte bu konuda bilinçlenmenize yardımcı olacak, aldatıldığınızı gösteren 5 gizli işaret!
Eğer partnerinizin iletişim tarzında belirgin değişiklikler gözlemliyorsanız, bu durum aldatma olasılığına işaret edebilir. Örneğin, birden fazla mesaj veya arama almayı ihmal eden, sıkça meşgul olan veya genel olarak cevap vermekte isteksiz olan bir partner, dikkat çekici bir durumun habercisi olabilir. Özellikle de eskiye dönük sohbet alışkanlıkları aniden değiştiyse, bu durum sorgulanmalıdır. Örneğin, önceki zamanlarda gün boyu birkaç kez iletişim kurarken, son zamanlarda bu sıklık başlıca bir iki kezle sınırlı kalıyorsa bu durum dikkatinizi çekmeli. Ayrıca, bir daha arandığınızda “ama seni düşündüm, işte!” gibi bahanelerle geçiştiriyorsa, bu kaygı verici bir işaret olabilir.
Eğer partnerinizin telefonuna aşırı bağımlı olduğunu ve sürekli gizli görüşmeler yaptığını fark ediyorsanız, bu durum da üzerinde düşünmeniz gereken bir başka işarettir. Telefonunuza çok fazla şifre koyması, mesajlarını sürekli gizlice okuma veya cevapsız bıraktığı çağrılar özellikle dikkat çekicidir. Ayrıca, odanın bir köşesinde, başka bir odaya girerek gizli mesajlaşmalar yapıyorsa, bu da önemli bir sinyal olabilir. Arkadaşlarına veya ailenize yaptıkları sohbetlerde, kayıtsız bir şekilde “bir şey yok, sadece arkadaşım” gibi cevaplar vermesi, durumun ciddiyetini ihmale getirebilir. Bu gibi gizlilik seviyeleri, güven ilkelerini sorgulamanıza neden olabilir.
Birçok insan, eski ilişkilerinin kapılarını yeniden açma fırsatı bulur. Eğer partneriniz sık sık eski sevgilileri veya tanıdıklarını sosyal medya üzerinden takip etmeye başladıysa, bu bir işaret olabilir. Geçmişte bağlı olduğu insanlar hakkında sürekli konuşması ya da onlarla iletişim haline girmesi, ilişkinizin üzerinde gölge bırakabilir. Eski hüzünlü kalp hikayeleri veya "senin de bilmen gerek..." gibi cümleler, geçmişle ilgili hislerin yeniden alevlenebileceğinin habercisi olabilir. Aynı zamanda partnerinizin kendini diğer insanlarla karşılaştırma eğilimi varsa, aldatma ihtimali üzerine düşünmeyi gerektirebilir.
Bir partnerin, diğerinin yanında olmaktan ziyade başka şeylerle meşgul olduğu durumlar, ihmalin belirgin bir göstergesidir. Alışverişe çıkmak, arkadaşlar ile dışarı çıkmak ya da sizinle birlikte geçirmesi gereken süreyi başka şeylere ayırması, burada dikkate almanız gereken bir durumdur. Eğer partnerinizin önceki zamanlarında sahip olduğu şefkat, ilgi ve alaka birden yok olduysa, bu duygusal bir mesafe açılmasının göstergesi olabilir. Kendi bakımına daha çok önem vermesi, birlikte geçirilen süreyi azaltması gibi hareketler, bir başka bireyle ilgilendiğinin sessiz bir işareti olabilir. Bunu hemen suçlamalarla ilişkilendirmek yerine, durumun nedenlerini anlamaya çalışmak daha sağlıklı olabilir.
Aldatma vakaları genellikle duygusal değişikliklerle başlar. Eğer partneriniz, yoğun bir şekilde duygusal değişimler geçiriyorsa, bu durumu yakından izlemek önemlidir. Partnerinizin duygusal alanında belirsizlik ve huzursuzluk varsa, ya da sık sık kendini aldatılmış hissettiğini ifade ediyorsa, bu durum ciddiye alınmalıdır. Sürekli olarak kendine kapanması, bazı süreçlerde yalnız ihtiyacını ön plana çıkarması, ilişkiniz üzerinde baskı oluşturuyor olabilir. Altta yatan duygusal sorunlar, bazen aldatma gibi şiddetli bir eyleme dönüşebilir. İkili ilişkilerde bu tür duygusal geçişlerin zamanında ele alınması çok önemlidir.
Sonuç olarak, yukarıda belirttiğimiz beş gizli işaret, aldatılıp aldatılmadığınızı anlamanızı kolaylaştırabilir. İlişkinizde bir şeylerin yolunda gitmediğini düşündüğünüzde bu işaretlere dikkat etmek, size büyük fayda sağlayabilir. Unutmayın ki, güven büyütülmesi gereken bir değer ve bunu yeniden inşa etmek zaman alabilir. Eğer endişeleriniz varsa, partnerinizle açık iletişim kurmayı ve hislerinizi paylaşmayı ihmal etmeyin.