Son yıllarda kilo verme mücadeleleri, pek çok insan için bir yaşam tarzı haline geldi. Ancak bu süreç oldukça zorlu ve sabır gerektiren bir yolculuk olabilir. Biz de bu bağlamda, 4 ayda 25 kilo vererek dikkatleri üzerine çekmeyi başaran Ayşegül Tuncer ile konuştuk. Kendi dönüşüm hikayesini ve bu süreçte uyguladığı 10 önemli sırrı paylaştı. Peki, Ayşegül bu muhteşem başarısının ardındaki sırları nasıl buldu? Şimdi bu ilham verici hikayeye ve Ayşegül’ün uyguladığı etkili yöntemlere göz atalım.
Ayşegül, kilo verme yolculuğunda motivasyonun en önemli unsurlardan biri olduğunu belirtiyor. İlk adım olarak, kendisine kısa ve uzun vadeli hedefler belirledi. Bu hedefler kısa vadede ulaşılabilir, uzun vadede ise sağlıklı bir yaşam tarzını benimsemesine yardımcı oldu. Hedeflerinin yalnızca kiloya odaklanmadığını, aynı zamanda sağlıklı beslenme alışkanlıkları geliştirmek ve düzenli egzersiz yapmak gibi unsurları da içerdiğini ifade ediyor. Özellikle, doğum gününde ya da özel günlerde kendine küçük hediyeler vermek, onu sürekli motive etmiş.
Beslenme konusunda yaptığı değişikliklerle dikkat çeken Ayşegül, şekerli içecekleri ve atıştırmalıkları hayatından çıkararak sağlıklı alternatiflere yöneldi. Özellikle sebzelerin ve meyvelerin yanı sıra tam tahıllı ürünleri tercih etti. İşlenmiş gıdalardan kaçınmak, onun hem beden sağlığını hem de zihin sağlığını olumlu etkiledi. ’’Her zaman sağlıklı yemekler pişiriyordum, ancak doğru porsiyonları belirlemeden. Artık her yemeğimi doğru miktarda tüketmeye dikkat ediyorum’’ diyor. Bu detay, kilo verme sürecinde disiplinin ne kadar önemli olduğunu ortaya koyuyor.
Ayşegül, ayrıca su tüketiminin kilo verme sürecinde hayati bir rol oynadığını düşünüyor. Günde en az iki litre su içmeye özen gösterdiğini belirtiyor. Sağlıklı kilo kaybının yanı sıra su tüketimi, cildinin daha sağlıklı görünmesine de katkı sağladı. İyi hidrasyon, hem enerji seviyelerini artırdı hem de açlık hissini azalttı. Ayşegül, "Su içmek, zamanla bana o kadar fayda sağladı ki, bunun bir alışkanlık haline gelmesi gerekiyordu" diyor.
Ayşegül, diyetin yanı sıra düzenli egzersiz yapmanın da kritik bir bileşen olduğunu belirtiyor. Haftada en az 4 gün, 30 dakika boyunca yürüyüş yapmaya başladı. Bu yürüyüşler sadece fiziksel sağlığını değil, aynı zamanda zihinsel sağlığını da olumlu etkiledi. Özellikle kardiyo egzersizleri, yağ yakımını hızlandırdı ve metabolizmasını canlandırdı.
Güç antrenmanlarına da yönelerek kas kitlesini artırmayı hedefledi. "Egzersiz yaparken zorlanıyordum ama her seferinde kendimi biraz daha zinde hissediyordum,” diyor Ayşegül. Bu harmanlanmış egzersiz programı sayesinde hem kilo verdi hem de kaslı bir görünüm elde etti.
Ayşegül, bu süreçte ailenin ve arkadaşların desteğinin önemine vurgu yapıyor. "Kilo verme çabamı destekleyen bir ailem, beni motive eden arkadaşlarım vardı. Onlarla birlikte spor yapmam, beni daha az yalnız hissettirdi" diyor. Ayrıca, sosyal medyada kendi hikayesini paylaşarak benzer hedefleri olan insanlarla bağlantı kurdu. Bu tür bir destek ağı, yalnız hissetmemek ve motivasyonu sürdürebilmek açısından oldukça faydalı oldu.
Uyku düzeni, Ayşegül'ün kilo verme sürecinde fark ettiği başka bir önemli unsur. Geceleri yeterince uyumamak, hem hormonal dengeyi bozabiliyor hem de açlık hissini artırabiliyor. Bu nedenle uyku alışkanlıklarını da gözden geçirdi. Her gün en az 7-8 saat uyku almaya özen gösterdi. Yeterince uyuduktan sonra, sabahları daha enerjik ve dinç hissediyor, böylece spor yapmaya daha yatkın hale geliyordu.
4 ayda 25 kilo veren Ayşegül Tuncer, her bir adımı ve uyguladığı yöntemlerle kendi yaşamında köklü değişiklikler gerçekleştirmiş bir birey. Onun hikayesi, yalnızca kilo vermenin ötesinde, sağlıklı yaşam tarzı benimsemek isteyenler için ilham verici bir örnek teşkil ediyor. Bu dönüşüm hikayesi, sağlıklı alışkanlıkların ve doğru motivasyonun ne kadar önemli olduğunu kanıtlıyor. Kilo verme mücadelenizde şans ve başarılar dileriz!